19 Haziran 2012 Salı

Olur Mu Böyle?



İnsanoğlu çiğ süt emmiş derler ya, gerçekten de öyle!
Bazen öyle şeylere tanık oluyoruz ki bir insan bunu nasıl yapar diye düşünüyoruz.
Şiddet…
Asla, hiçbir canlıya uygulamamak gereken bir davranış, bunu hepimiz biliyoruz.
Peki, biliyoruz da neden yapıyoruz?
Konuşarak anlatamıyor muyuz derdimizi?
Neden şiddete başvuruyoruz?
O kadar mı kaybediyoruz kendimizi?
O kadar mı gözümüz görmüyor hiçbir şeyi?
Hele o bebeklere, yaşlılara, bize hiçbir şekilde karşılık veremeyecek, o aciz insanlara nasıl el kaldırıyoruz? Nasıl el veriyor içimiz o insanlara vurmaya?
O kadar üzülüyorum ki böyle bir olayı duyduğumda. Bebeklere, çocuklara ve yaşlılara uygulanan şiddet beni kahrediyor. Bilmiyorum, böyle konuşmak kolay belki, ama yine de insan ne kadar kızsa da, köpürse de, delirse de el kaldırmamalı diye düşünüyorum. Benim de oğluma çok kızdığım zamanlar oluyor, yine de elimi kaldırmamaya, vurmamaya çalışıyorum. Evet henüz çok küçük, belki büyüdüğünde çok daha zor durumlarla karşılaşacağım, ama o zaman da kendimi tutarım, asla vurmak istemem.
Neye yarar ki vurmak? Karşımdaki küçücük çocuğu üzmekten, ağlatmaktan başka? Onun kalbinde bir yara açmaktan, çok sevdiği annesine duyduğu sonsuz güveni zedelemekten başka?
Nasıl engellenir şiddet, bu konuda neler yapılabilir bilmiyorum. Eğitim çok önemli şüphesiz, ama tek başına yeterli olacağını düşünmüyorum.
Bazen sokakta görüyorum, bir anne, yanı başında yürüyen ve bir şeyler söyleyen çocuğuna kızıp bir tokat atıyor yüzüne, o anda benim dünyam kararıyor! Abartmıyorum, gerçekten de içim acıyor bu manzara karşısında. Tokadı yiyen çocuk ağlamaya başlıyor, oysa anne hiç umursamıyor, yürümeye devam ediyor. Neden peki? Aslında pişman olmuyor mu? İçi bir an bile olsa sızlamıyor mu? Peki neden böyle davranıyor? Anne babasından öyle gördüğü için mi?
Sebebi ne olursa olsun, lütfen ama lütfen bir kez daha düşünün karşınızdaki kişiye kızdığınızda. Ne olur, derin bir nefes alıp 10’a kadar sayın bir insana elinizi kaldırdığınızda. Sonrasında pişman olmamak için, bir kalbi kırmamak için…

10 Haziran 2012 Pazar

Kurabiyelerim


Geçenlerde ufak bir operasyon geçirdim.
Ama şimdi iyiyim çok şükür.
Hastenede 1 gece kaldım. Operasyon geçirdiğim günün akşamı can dostum, can arkadaşım bana çok güzel bir sürpriz yaptı ve bu şirin kurabiyeleri getirdi. Zuzu'nun Kurabiyeleri benim için yapmış. O kadar güzeller ki, yemeye kıyamadım, evde duruyorlar hala. Hasta yatağımda kurabiyeleri görünce o kadar mutlu oldum ki, sanki çocuk gibi hissettim kendimi!
Sevgili Zuzu'nun Kurabiyeleri, tekrar çok teşekkür ederim!
Tabii beni düşünüp bu sürprizi hazırlayan kankama da çok çok teşekkür ederim. Seni çok seviyorum dostum!

7 Haziran 2012 Perşembe

Merhaba...


Yeni bir blogtan merhaba!
Uzun zamandır düşündüğüm ama cesaret edemediğim bir şeydi yeni bir blog açmak, arkadaşlarımın sayesinde bugün gerçekleştirdim.
Artık Kitap Kurduyum Ben'de sadece kitaplar üzerine yazacağım, burada ise kendimle ve Can'la ilgili...
Haydi bakalım, bana kolay gelsin:)